HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 MAYIS 2024, CUMARTESİ

10 Kasım, gerçek Atatürkü anlamak

10.11.2021 00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 10 Kasım 2014 tarihli yazısıdır.

Türk milletinin yetiştirdiği en büyük şahsiyetlerden biri olan Atatürk'ü vefatının sene-i devriyesinde rahmetle anıyoruz.

Tam bağımsızlık, milli egemenlik ve milli devlet ilkeleri üzerine bina edilen Cumhuriyetimizin mimarı Atatürk, Türk milleti ve devleti arasındaki bağdır.

Temeli İslam ile şekillenmiş, etnik ayrımdan uzak Türk milleti tanımı ona aittir.

Bugün başta mübarek anası üzerinden ortaya atılan iftiralar ile O'nun şahsı hakkında oluşturulmaya çalışılan izlenim, Türk milletini var eden birlik harçlarını yok etmek gayesiyledir.

Zira Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, en az mensubu olmakla gurur duyduğu Türk milleti kadar Müslüman'dı.

Günümüzde dindar gözükenlerden de daha dindardı. Kendi ifadeleri ile o, "amel Müslüman'ı değil, bir cihad Müslüman'ı idi."

Söyler misiniz, kaçımız Sevgili Peygamberimiz hakkında bu kadar öz bir övgüde bulunabiliriz: "Hz. Muhammed, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir; fakat sonsuza kadar O ölümsüzdür." (Atatürk Düşüncesinde Din ve Laiklik, sayfa 127.)

Ana ve baba tarafından Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimize dayanan mübarek bir soya sahiptir. Atatürk seyyiddir. Bu kutsal kanı taşıyan Mustafa Kemal, ne bugün dindarım diyenler gibi domuz etini serbest bırakmış; ne zinayı yasak kapsamından çıkartmış, ne de Kur'an kursu yıktırmıştır.

Hıristiyan Batı dünyasına karşı canı ile vatanın müdafaasını yapmış; kurduğu yeni devlet ile de İslam âleminin savunucusu haline gelmiştir. Mustafa Kemal, Arap-İslam dünyasında liderlerin, Batı emperyalizmine ses çıkarmayan yaklaşımlarını eleştirmiştir.

Bombay Chronicle gazetesinde 27 Ağustos 1937'de "Filistin'e el sürülemez, Kemal Paşa Avrupa'ya ihtar ediyor" başlığı ile çıkan haberde, "Cedlerimizin Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi bildiririz" demiştir.

Genç cumhuriyetin laiklik ilkesine bağlı olması, bugün dinsizlik diye gösterilmektedir. Atatürkçülük yerine Kemalizm ifadesini 'dinsiz Atatürk' tarifi için kullananlar iyi bilmelidir ki, ne laiklik dinsizliktir, ne Atatürk dinsizdir.

Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek olan laikliğin aslında dinsizlikle alakasının olmadığını bizzat Mustafa Kemal'in hilafet görüşünden verelim:

"Türkiye kanunu esasisi (anayasa), hilafetin yani hür ve müstakil bir İslam devletinin menfaatlerini yürütmeğe çalışacak ellere bütün müdafaa iktidarını vereceğini söylüyor. Hilafeti maddi desteksiz nasıl bırakmış oluruz. Hilafet Türk milletine emanettir. Türk milleti hür ve müstakildir. Bunun için hilafet de taarruzdan masun ve iktidara maliktir."  

Yaptıracağı ilk Kur'an tefsirini Elmalılı Hamdi Efendiye teslim eden Mustafa Kemal, Hanefi fıkhı esaslarına göre Kur'an'ın tefsirini emretmiştir.

Ehl-i Beyt soyundan olan Atatürk, meşrep yolu ile İmam Ali'ye bağlı, Sünni dünyanın itikat ve amel kurallarını da Türk devletinin ve milletinin önüne koyan bir liderdi. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında etkili olan Kuvay-i Milliye ruhu, azmini ve gücünü elbette maneviyattan almıştır.

Çanakkale Savaşı yıllarında cepheden gönderdiği mektuplarda Allah'a olan inancı ile bu savaşı kazanacağını yazan Atatürk, Kurtuluş Savaşı sonrasında Ortadoğu'da bağımsızlığını ilan edecek Müslüman halklara da örnek olmuştur.

Kısaca, bazı çevrelerin planlarına uygun olduğu için arkasına sığındıkları dinsiz bir Atatürk yoktur.

Yedi yaşında Kur'an-ı Kerim'i hatmeden, 8 yaşında hafız olan; Eskişehir'deki Mihalıççık Camisini cebinden verdiği 5 bin lira ile tekrar yaptıran bir Atatürk bizim liderimizdir.

Eğer gerçek Atatürk'ü tanır; Müslüman Türk milleti ile O'nun görüşlerini bugün de bağdaştırabilirsek, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan kuvva ruhu bizde tekrar canlanacaktır.

O ruhtur ki, içinden geçtiğimiz kuşatılmış, acziyet ve çözümsüzlük halini bizlere aştıracak tek güçtür." (Yeni Mesaj Gazetesi 10 Kasım 2014)
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•Ermenilere yapmadığımız soykırımı bırakın da... 24 00:00:00.04.2024
•Emaneti ehline vermek 04 00:00:00.04.2024
•Allah'ı bilme aklın işi değildir 17 00:00:00.01.2024
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Yeni eğitim yılı hayırlı olsun 11 00:00:00.09.2023
•Şark Meselesi sürüyor 11 00:00:00.08.2023
•Globalizmin karşısında Milli Devlet 05 00:00:00.05.2023
•İslam tarihini değiştiren büyük yalan 25 00:00:00.04.2023
•İman Allah’a teslimiyettir 10 00:00:00.04.2023
•Orucun kazandırdıkları 25 00:00:00.03.2023
•Hadislerle övülen Türkler ve diğerleri 15 00:00:00.12.2022
•Zafer Bayramımız kutlu olsun 30 00:00:00.08.2022
•Gadir-i Hum Bayramı'nda Tarsus'taydık 18 00:00:00.07.2022
•Tertemiz olma zamanı: Ramazan 02 00:00:00.04.2022
•Milli para alnımızın teridir 01 00:00:00.03.2022
•Adalete farklı bir bakış 05 00:00:00.02.2022
•10 Kasım, gerçek Atatürkü anlamak 10 00:00:00.11.2021
•Atatürk'e sahip çıkmak 08 00:00:00.08.2021
•Bayramınız mübarek olsun 12 00:00:00.05.2021
•Namaz, Allah ile sohbettir 04 00:00:00.05.2021
•Orucun kazandırdıkları 22 00:00:00.04.2021
•Üç ayları değerlendirelim 05 00:00:00.03.2021
•En güzel örnek Hz. Muhammed (s.a.v) 05 00:00:00.03.2021
•Namaz mü’minin miracıdır 05 00:00:00.03.2021
•Herşey Allahı arıyor 02 00:00:00.03.2021
•Besmele ile Başlamak 01 00:00:00.03.2021
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr