Ülkemizi yöneten siyasiler, topluma fildişi kulelerinden bakarak her şeyin yolunda olduğunu iddia ederken, toplumun her kesiminden feryatlar yükseliyor.
Özellikle de geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin hali içler acısı.
Tabii ki, bunu ifade ederken, hükümetin her türlü imkanları seferber ettiği bazı ayrıcalıklı gençleri kastetmiyoruz.
Gençlerimiz, homojen olmayan bir ilkokul, ortaokul ve lise maratonundan sonra, üniversite kapısına geliyor ve eşit imkanlara sahip olmayan bu gençlerin milyonlarcası eşit bir sınava sokularak eleniyor.
Peki, şanslı olup üniversiteye girebilen gençler üniversite eğitimlerini tamamlayabiliyorlar mı? Öğreniyoruz ki milyonlarcası maddi imkanlar sebebiyle yarıda bırakmak zorunda kalıyor.
Bakın, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı, CHP Milletvekili Aliye Timisi Ersever'in yazılı soru önergesine nasıl cevap vermiş?
2015-2025 yıllarını kapsayan 10 yıllık süreçte 19 milyon 49 bin 203 öğrenci, üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
Yıllara göre dağılım şöyle: 2015'te 1 milyon 49 bin 202 kişi, 2016'da 1 milyon 263 bin 243 kişi, 2017'de 1 milyon 120 bin 215 kişi, 2018'de 2 milyon 35 bin 605, 2019'da 1 milyon 528 bin 817, 2020'de 1 milyon 596 bin 920, 2021'de 1 milyon 631 bin 351, 2022'de 3 milyon 954 bin 996, 2023'te 1 milyon 734 bin 721, 2024'te 1 milyon 931 bin 381, 2025'te de 1 milyon 202 bin 752 kişi üniversiteyi bıraktı.
Gençlerin üniversiteyi bırakma nedenleri arasında, pahalı yurtlar, yüksek ev kiraları, artan beslenme maliyetleri, ulaşım masrafları, burs imkanlarından yararlanamama, olan bursların yetersizliği gibi nice etken sayılabilir.
Açıklanan verilere göre; 2015 yılından bu yana üniversite eğitiminden kopan 19 milyonu aşkın öğrencinin 16.9 milyonu devlet üniversitelerinden, 2.1 milyonu vakıf üniversitelerinden, 57 bini de vakıflara bağlı meslek yüksek okullarından ayrıldı.
Devlet üniversitelerinden ayrılmak zorunda kalan öğrencilerin ise 8.3 milyonu 4 yıllık fakülte eğitimini, 7 milyonu 2 yıllık ön lisans eğitimini, 1.4 milyonu yüksek lisans eğitimini, 182 bini de doktora eğitimini bıraktı.
Üniversiteyi bırakan öğrencilerin 8 milyonu 20-25 yaş, 4.7 milyonu 25-30 yaş grubunda bulunuyor.
Üniversiteyi terk eden öğrencilerin 9.7 milyonu erkek, 9 milyon 350 bini de kadınlardan oluşuyor.
Türkiye'de maddi imkansızlıklar sebebiyle milyonlarca genç üniversite eğitimini yarım bırakırken, eğitime devam edenlerin de durumu pek parlak değil.
Eğitim yeterli değil, ayrıca üniversite mezunu olunca iş garantisi yok, üniversiteli işsizlerin sayısı sürekli artıyor.
Bu hususta OECD'nin hazırlamış olduğu "Bir Bakışta Eğitim 2025" raporunun Türkiye verileri oldukça dikkat çekici.
Tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkelerinden biri olan Türkiye'de yükseköğretim öncesi okullarda öğrenci başına yapılan yıllık harcama 4 bin 32 dolar. OECD ortalaması ise 13 bin 527 dolar.
Ortaöğretim çağında Türkiye'de 15-19 yaş aralığında eğitime katılım oranı yüzde 79 ve her iki yetişkinden biri lise diplomasına sahip değil. OECD ortalamasında ise bu oran yüzde 84.
Türkiye'de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 31.3'ü ne eğitimde ne istihdamda. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 14.1.
Üniversite mezunlarının bile 4'te 1'i istihdamın dışında.
Türkiye, hem lise mezunları (yüzde 63) hem de üniversite mezunları (yüzde 75.4) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesi.
OECD raporunu özetle ifade etmek gerekirse; lise ve üniversite mezunlarının istihdam oranlarının düşük kalması, gençlerin önemli bir bölümünün ne eğitimde ne istihdamda olması ve öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ortalamasının oldukça altında kalması raporda dikkat çekiyor.
Bu veriler bizlere geleceğimiz olan gençlerimizi heba ettiğimizi gösteriyor.
Gençlerimize sağlıklı bir eğitim vermezsek, imkanlarını ve fırsatlarını genişletmezsek, kabiliyetlerini ortaya koyabileceği bir ortam oluşturmazsak, onları hem eğitim dışı hem de istihdam dışı, kontrolsüz ve başıboş bırakırsak, onları ve geleceğimizi yok etmiş olmaz mıyız?
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"5 milyon civarı genç ne okuyor ne çalışıyor. Onlar bizim geleceğimiz, geleceğimizi yok ediyoruz. Tehlikenin farkında mıyız?"
Evet, çeteler, terör örgütleri, uyuşturucu baronları, tüm kirli oluşumlar bu başıboş gençlerin peşine düşüyor.
İktidar ve ortakları "terörsüz Türkiye diyerek İmralı'yla pazarlık yürütüyor. Eğer gerçekten terörsüz Türkiye'de samimiyseniz, sayıları milyonlar olan başıboş gençlerimizin elinden tutun, onlara yeni eğitim fırsatları ya da istihdam imkanları sunun.
Terörün, suç örgütlerinin insan kaynaklarını kesmeden, terörsüz Türkiye asla mümkün olmayacaktır.
Kaynak : https://www.yenimesaj.com.tr/terorsuz-turkiye-icin-once-genclerimize-sahip-cikmaliyiz-H1583600.htm