HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 MAYIS 2024, CUMARTESİ

‘Bu,Allah nezdinde bir ahittir’

İmam Sâdık (a.s), "…Şefaat edemezler" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Sadece Müminlerin Emiri'ne ve ondan sonraki imamların velayetine inananlar şefaate sahip olabilirler ve bu, Allah nezdinde olan bir ahittir"
28.02.2020 00:00
‘Bu,Allah nezdinde bir ahittir’
‘Bu,Allah nezdinde bir ahittir’
İmam Sâdık (a.s), "… Şefaat edemezler" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Sadece Müminlerin Emiri'ne ve ondan sonraki imamların velayetine inananlar şefaate sahip olabilirler ve bu, Allah nezdinde olan bir ahittir"

 

 Kur'an'da şöyle buyurulur:



"De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz." (Zümer, 44).



Bu ayetin tefsirinde El-Mizan'da şöyle yazar: "Bu ayet, bir önceki 'Hatta eğer o şefaatçiler hiçbir güce sahip olmasalar da mı?' ayetini tekit etmekte ve açıklamaktadır."



'Lillah' kelimesindeki lam harfi mülkiyet içindir, 'Göklerin ve yerin mülkiyeti/Allah'a aittir' ayeti de önceki cümlenin sebebi makamındadır ve her şefaatin Allah'a özgü olduğu anlamına gelmektedir. Zira O her şeyin malikidir. Eğer birine izin verirse onu şefaate malik ve sahip kılar. Dolayısıyla melekler gibi Allah'ın bazı yaratıklarının şefaat hususunda mutlak amel özgürlüğüne sahip olduğu görüşü doğru değildir.



Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 'Onun izni olmaksızın şefaatçi yoktur.' Bu ayet, 'Onlar için Allah'tan başka bir dost ve şefaatçi yoktur' ayeti ile yan yana getirildiğinde bu söylediğimiz anlamdan daha ince bir anlam elde edilmektedir ve o da şudur ki gerçek şefaatçi münezzeh olan Allah'tır. Diğer şefaatçiler sadece O'nun izni ile şefaat etmektedirler.



el-Mizan tefsirinin birinci cildinde şefaat; durumun ıslahı amacıyla şefaat edilen kimse ile Allah arasında, Allah'ın bazı sıfatlarının aracılık etmesi anlamındadır. Örneğin günah yükünden kurtarmak ve azaptan kurtuluşa erdirmek için günahkâr insanla Allah arasında rahmet ve mağfiret sıfatlarının aracı olması gibi." (Tefsir i el-Mizan, 17/270



2034



Kur'an'da şöyle buyurulur:



"O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir?" (Bakara, 255).



"Doğrusu sizin Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde yaratıp sonra Arş'a hükmeden, işi düzenleyen Allah'tır, izni olmadan kimse şefaat edemez. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'na kulluk edin. Nasihat dinlemez misiniz?" (Yunus, 3).



"Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır." (Meryem, 87).



"O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez." (Ta-Ha, 109).



"Allah'ı bırakıp yalvardıkları şeyler, şefaat edemezler. Ancak hakkı bilip ona şahitlik edenler bunun dışındadır." (Zuhruf, 86).



Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Çok lanet ve beddua edenler kıyamet günü ne tanıklık etmeye ve ne de şefaatte bulunmaya hak kazanırlar." (Durr'ul Mensur, 1/352).



İmam Sâdık (a.s), "… Şefaat edemezler" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Sadece Müminlerin Emiri'ne ve ondan sonraki imamların velayetine inananlar şefaate sahip olabilirler ve bu Allah nezdinde olan bir ahittir." (Bihar, 8/36/9).



Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Benim şefaatim ümmetimden Ehl-i Beyt'imi seven kimseleri kapsar." (Kenz'ul Ummal, 39057). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-H,kmet).

OKAN EGESEL
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--


logo

   E-posta: bilgi(@)bozyazihaber.com
Tüm hakları Bozyazı'nın ilk haber sitesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr